UKÜ’lü Akademisyen Prof. Dr. Dilek Latif, Kıbrıs’ta Uzlaşma Olasılıkları Hakkında Konuştu

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Latif, İki Toplumlu Barış Girişimi tarafından organize edilen “20, 50, 60 Yıl Sonra Kıbrıs’ı Dünyada Yeniden Düşünmek: Uzlaşma Olasılıkları” başlıklı seminerde tartışmacı olarak yer aldı.

Dayanışma Evi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, küresel krizlerin yaşandığı bir dönemde Kıbrıs’ın eşitlik, saygı ve iş birliğine dayalı barış potansiyeli irdelendi. Seminerin açılışında, Güney Afrika ve Kıbrıs’taki uzlaşma, sosyal adalet ve kolektif hafıza alanlarına önemli katkılarıyla tanınan Prof. Dr. Ari Sitas söz aldı.

Seminere tartışmacı olarak yorumlarıyla katılan Prof. Dr. Latif, “Annan Planı’nın Ardından: Referandum Sonrası Dönemde Uzlaşma, Birlikte Yaşam ve Affetme Olasılıkları” başlıklı bir çalışmada Prof. Sitas ile birlikte yer almıştı. Oslo Dünya Barış Enstitüsü tarafından desteklenen bu araştırma, Kıbrıslıların uzlaşma konusundaki değişen tutumlarını anlamayı hedefliyordu.

Latif konuşmasında araştırmanın önemli bulguları ışığında son yirmi yıldaki gelişmeleri değerlendirdi. Travma ve zorunlu göç deneyimlerinin uzlaşma eğilimini artırdığına dikkat çeken Latif, yakınlarını kaybetmemiş olanlar dışında, şiddet ve zorunlu göç deneyimi yaşayan kişilerin uzlaşmaya daha açık olduklarını tespit ettiklerini belirtti.

Bireysel travmaların ele alınmasının ve yas süreçleriyle başa çıkmanın önemli olduğunu aktaran Latif, Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çatışma sırasında kaybolan Kıbrıslı Türk ve Rumların kalıntılarını bularak ailelerine teslim etmesinin toplumsal iyileşmeyi desteklediği söyledi.

Latif, iki toplum arasında etkileşimlerin uzlaşma sürecinde kilit rol oynadığını da belirterek, diğer toplumla sınırlı temas yaşayan bireylerin ise uzlaşmaya yönelik daha olumsuz tutum sergilediklerini belirtti.

Araştırmada, genç nesillerin de uzlaşmaya daha şüpheci yaklaştıklarının tespit edildiğini dile getiren Latif, 2003 yılında Yeşil Hat’ın kısmen açılmasıyla birlikte iki toplumlu projeler ve etkinliklerle bir araya gelme fırsatı bulan Kıbrıslıların sivil toplum kuruluşlarının çeşitli eğitim programları ve barış çalışmaları ile iki toplum arasında diyaloğu teşvik ettiklerini anlattı.

Latif, kadınların barış ve uzlaşma süreçlerine daha temkinli yaklaştıklarını gözlemlediklerini de aktararak, İki Toplumlu Kadın Örgütleri ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Teknik Komitesi gibi girişimlerin çabalarına rağmen kadınların resmi barış süreçlerinde hâlâ yeterince temsil edilmediğini kaydetti.

Siyasi tıkanıklıklar, milliyetçi söylemler ve psikolojik engellerin uzlaşmayı zorlaştırdığını işaret eden Latif, ancak, iklim değişikliği ve küresel ekonomik kriz gibi ortak sorunların iş birliğini teşvik edebileceğini söyledi.