35,3484$% 0.09
36,6417€% -0.22
44,1928£% -0.11
3.010,39%0,67
4.952,00%0,44
฿%
Michael Dell’in bir sözü ile başlayalım“Başarılı olmak için, bir dahi yada bir üniversite mezunu olmak dahi gerekmez. İhtiyacınız olan tek şey bir taslak ve bir hayaldir.”
İnşaat sektörü
Sektör alarm veriyor.Ekonominin öncü sektörlerinden inşaat sektörü ne yazık ki Rum tarafının yapmış olduğu provakasyon sonrası durma noktasına gelmiştir. Ekonomik anlamda inşaat sektörünün dünya genelinde kabul gören en önemli fonksiyonu, gerek hane halkı tarafından bir yatırım aracı olarak görülmesi, gerekse de desteklediği alt sektörlerle birlikte GSYH’ye sağladığı ekonomik katma değer olduğunu söylememe gerek yok.
İnşaat sektörü durunca ; Demir, alçı, elektrik malzemesi, trafo, kombi, perde, mobilya, cam, parke, plastik boru, çivi, boya satıcılarıda mallarını satamıyor.
Restorantlar benzinciler berberler perdeciler beyaz eşya satıcıları pencere kapı imalatçılarının da işleri yavaşlıyor yada duruyor.
Bu konuda hükümete çok büyük görevler düşüyor.Strateji belirleme ve her daim hazır olma.
Rum tarafı belli ki her fırsatta bu ve buna benzer hareketlerine devam edecek.
Stratejinin mükemmelliği üç temel dayanağı olan zamanı, gücü ve mekanı, önce çok iyi hesaplamak, sonra çok iyi planlamak ve nihayetinde de, çok iyi uygulamaktan geçer.Böylesi hamlelere karşı çalışan strateji belirleyen bir ekip varmı bilemiyorum ama. Mesela konu açılmışken Müteahhidler birliği yönetimine sormak isterim.Birlik üyelerinin Ekonomik, sosyal ve kültürel çıkarlarını korumak ve temsil etmek ve üyelerin verimli ve uyumlu çalışma olanaklarına kavuşmasını sağlamak amacı olan birlik yönetiminin güneye geçen müteahhidleri tutuklaması konusunda nasıl bir eylem planı var.Uluslararası hukuk çerçevesinde hukuksal bir mücadele başlatmayı düşünüyorlar mı?Yoksa Kıbrıslı Türklerin tutuklanıp savaşın çıkmasınımı bekleyecekler.
İnşaat sektöründe iş yapan ,alan ,satan aracılık edenlere mütehhidinden en sade vatandaşına kadar cesaret verilmeli.Bu toprakların müzakereye acık olmadığı ve devletin bu toprakların teminatçısı olduğu somut olarak ortaya konmalı sayın hocam.Çoluğuna çocuğuna ev satın almak inşa etmek isteyenler birgün biryerlerde tutuklanma yada elinde tutuğu malın elinden alınma korkusu yaşarsa bu sektörden beklenen katma değeri sağlayamazsınız.
Varmı bu teminat.Bunu konuşmak lazım.
Hükümetimize de bir sorum var.Güneye geçen mütehahhidleri tutuklamaya başlayan Rum hükümeti yarın kuzeydeki rum mallarından alan yada satın alıp üzerine bina inşa eden sade vatandaşlarıda tutuklamaya başlarsa ne olacak yada yasadışı dediği Ercan hava alanından seyahat eden birini güneye geçtiğinde tutuklarsa ne yapacağız?Bunlar için bir eylem planı düşünülmüş mü?
Strateji demişken Mustafa Kemal Atatürkü stratejik dehası ilede anmama izin verin.
Büyük önder Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nı zafere taşıyan “büyük stratejisi”, siyasi, askeri vd. güç unsurları bakımından tarihi dersler içerir. Ancak her şeyden daha çok; dogmalara ve kalıplara takılı kalmayan, hırslara ve duygulara kapılmayan, yalnız gerçekçi yargılara (ve elbette bilime) dayalı yani “akıl merkezli” olarak, yaşam için gerçek bir rehberdir.
Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk; haklı ve zor savaşın en başından sonuna kadar “hırslara yenik düşmemiş; daima aklı, duyguların önünde tutmuş; duyguları da akılla yönetmiş” ve böylece olağanüstü stratejik güç elde etmiştir
Narenciye
Diğer bölgelerde durum ne bilmiyorum ama özellikle Lefke ve Güzelyurt bölgesinde Narenciye bahçelerinin bir bir kuruduğunu görüyorum.Daha doğrusu kurumaya bırakıldığını.
Ülkenin 100 bin tonluk narenciye üretiminin 23 bin tona yakınını sağlayan Lefke ilçesinde belli ki üretici artık üretim ile uğraşmak istemiyor.
Narenciye bahçelerinde dönüm başına kullanılan su 1000 ton.Bir taraftan kurak geçen kış ayları göletlerin su tutmaması diğer taraftan ürünün pazarlanmasında yaşanan sıkıntılar üreticiye başka yol bırakmamış gözüken.
Eğer Türkiyeden Geçitköye gelen su Lefkeye ulaşmazsa bir süre sonra yeşilin yerini gri betonların alması yüksek ihtimal.Bu konuda bir önlem varmı?Gördüğüm kadarı ile henüz yok.
Sahte Diploma
Sahte diploma konusunda gözler mahkemenin vereceği karara çevrilmiş durumda .
Son günlerde sahte evrak düzenleyenlere karşı mahkemelerin verdiği kararlar sahte diploma işine bulaşanların da benzer cezalar alacağına yönelik ihtimalleri güçlendiriyor.
Yapanın yanına kalmadığını göstermesi ve toplumdaki adalet duygusunun dahada kaybolmaması için beklenti bu yönde.Umarım bir hayal kırıklığı daha yaşamayız.
Fatih Altaylının yorumladığı gibi dandik bir ülke olmadığımızı gösterir ve onuda utandırırız.Yoksa bu durum hem Üniversitelerimizi hemde ekonomimizi derinden yaralar. Kıbrıstan alınan bütün diplomalara güven kaybolur.Dandik olmakla kalmaz.Bize sahte devlet diyen Rumun ekmeğinede bal süreriz.
KIB-TEK
Bu çağda Elektrik konusunda yaşadığımız olumsuzluklar tabii ki hoş değil.Kimin ne kadar sorumluluğu olduğunu isim isim de sayabilirim ama bu konuda gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin büyük sorumluluğu olduğunu söylemekle yetineyim. Zamanında alınmayan önlemler , kamu kaynaklarının israfı kısaca işin ehliyet ve liyakat sahiplerine verilmemesi bu sonucu doğurdu.
1752 yılında icad edilen Elektrik konusunda sergilediğimiz bu tutum ne yazık ki besleme Kıbrıslı Türk algısını güçlendiren en önemli konulardan birisi.Yakın zamanda bir daha elektrik meselesinin açılmaması için çözüm varmı?Yok.
Halbuki sorunu çözmek için keşke KIB-TEK 650 tl den yüksek borcu olana elektrik kesmeye bundan 25-30 yıl önce başlasa ve eş dost ayırmadan devam etseydi diyeceğim ama olan olmuş bir kere.
Çevremiz
Çevre alarm vermeye devam ediyor.Geçen yıl ve bu yıl sıcaklık rekorları kırılmaya devam ediyor.Yağışlar yıldan yıla azalıyor. Kimse ne olduğunu tam olarak anlamış değil bana göre. Bir şey geliyor ama biz bilmiyoruz belli.
Peki böyle ne olacak bu sıcaklar derseniz, bu gidişle sıcak ve soğuk şartlara uyumlu bedenimizde önemli değişikler olacağı kesin.
Bunun kıtlık ve kuralığa sebep olacağını görmek için de kahin olmaya da gerek yok. Tarım, gıda ve yiyecek içecekte, birkaç seneye kalmaz, büyük oranda azalmalar olacak ve bu da emin olun yeni savaşlara yol açacak. Görünen bu.Peki bizim bu konuda çalışan bir ekip ve bir önlemimiz var mı ?Görünen o ki o da yok.
Trafik
Kabul etmeliyiz ki uluslararası standartla uygun bir trafik altyapımız yok.Toplu taşıma yok.Eğitim yok.
41 yılda başaramadık.Aydınlatması ve yol çizgileri eksik yollar.Hayvan girişine müsait otobanlar.Çağdaş standarttan uzak kaldırımlar.Yollarımıza alışık olmayan yurtdışından gelen yabancı kişilerin trafikte araba kullanmasına kolayca izin verilmesi.Buna birde alkollü uyuşturucu almış sorumsuz kişileri eklersek .Her gün kaza haberi ile uyanmamız normal görünüyor.
Küçücük bir ülkede araç ve yaya trafiğini düzenleyecek bilgi ve kabiliyetten bu kadar yoksun olmadığımızı düşünmek istiyorum.Ölümlerin bu kadar çok artması beklenmeden caydırıcı cezalar yıllar önce uygulansaydı diyeceğim ama .Olan oldu.Geriye dönüşü yok ne yazık.
Bu yollarda yukarıda saydığım nedenlerden dolayı ölen her genç çocuk ,öğrenci anne ve babanın vebalini trafikten sorumlu olanların nasıl taşıyabileceğini inanın bilmiyorum.Çok ağır bir yük olsa gerek.
Son söz
Hayat bir yolculuk.Hepimiz bu yolculuğu iyisi ile kötüsü ile birgün tamamlayacağız.Sonuçta önemli olan geride bıraktıklarınız olacak.Hayatlarına dokunduğunuz onlara güzellikler kattığınız insanlar kalacak yanınıza.
Geçtiğimiz gün yaşamımıza dokunan bir güzel insanı daha ebediyete yolcu ettik.Bu hayat yolculuğumuzda seni tanıdığımız ve hayatımıza kattığın tüm güzellikler için teşekkürler Ferdi baba.Ruhun şad olsun.
Meteorolojiden “denizlerde fırtınamsı rüzgar” uyarısı