Tarık Kadri:‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Taşınmaz Mal Komisyonu’nu tanıyor.’

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

BU TUTUKLAMA POLİTİK BİR KONUDUR

İskele’deki Caesar Resort yatırımı ile tanınan ve Kıbrıslı Rumların mallarını gasp ettiği iddiasıyla 7 Haziran’da Güney Kıbrıs’ta tutuklanan Afik Group şirketlerinin CEO’su Simon Mistriel Aykut toplam değeri 43 milyon Euro’yu aşan taşınmazlarla ilgili, Taşınmaz Mala Müdahale ve sözde suç gelirine yönelik 124 suçlamayla karşı karşıya olduğu söylenmişti.

Simon Mistriel Aykut’un avukatı Tarık Kadri konuyla ilgili genel bir açıklamada bulundu.

‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Taşınmaz Mal Komisyonu’nu tanıyor.’

1974 sonrası KKTC’de Tapu Dairesi’nin oluşturulduğunu söyleyen Kadri konunun başlangıç noktasından anlatımına devam etti… ‘1974 sonrası oluşan iki bölgeli yapı sonucunda Kuzey’de terk edilen konutlar ve konut dışındaki taşınmaz mallar da tapuları KKTC devleti tarafından verilmiştir. 2006 yılında Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kurulduğunu ve bu komisyon sayesinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin burada oluşturulan mal sahiplerinin de kullanım hakları olduğunu kabul ettiğini açıkladı.

‘Güney Kıbrıs’ın kendi tapu dairesinde 1974 öncesi kayıtlar bulunuyor’

Güney Kıbrıs’ın da kendine ait tapu dairesi olduğunu ve o dairede Taşınmaz Mal Komisyonu’na işlenen tapuların verilerini Güney Kıbrıs’ın tanımadığını sadece kendi verilerini kabul ettiklerini iletti.

‘2 Slovak Güney Kıbrıs Rum Polisi’ne şikâyette bulundu.’

2 Slovak Vatandaş’ının tapularını almadıklarını iddia ettikleri gerekçesiyle şikâyette bulunduğunu daha sonrasında Güney’deki tapu dairesinde kayıtlı mal sahiplerinin farklı kişiler olması nedeniyle ceza davası dosyalandığını açıklayan Kadri; konunun gidişatının öngörülemediğini aktardı.

Dava konusu taşınmazların değerinin 43 milyon Euro üzerinde olduğunu ve bu taşınmazların alım satımından elde edilen paranın ise Güney Kıbrıs’taki yasalara göre kara para olarak davada nitelendirildiğini söyledi.

‘Bu konu iki kesimin anlaşmazlığından kaynaklanıyor’

Bu tarz tutuklamaların ve korku ortamı oluşturmaların iki tarafın bir türlü anlaşamadıklarına bağlayan Avukat Tarık Kadri; bir an önce bir uzlaşı sağlanmazsa bu tür davaların devamının da gelebileceğini söyledi.