DOLAR

32,9949$% -0.11

EURO

35,8195% -0.26

STERLİN

42,5549£% -0.22

GRAM ALTIN

2.528,01%0,83

ÇEYREK ALTIN

4.147,00%0,21

BİTCOİN

2238102฿%2.00821

a
GOKCE ÖRNEKAL

GOKCE ÖRNEKAL

21 Temmuz 2024 Pazar

“Hristodulidis Kıbrıs sorunuyla İlgili inisiyatifleri elinden kaçırdı”…

“Hristodulidis Kıbrıs sorunuyla İlgili inisiyatifleri elinden kaçırdı”…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

 Eski AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu ve eski DİSİ Başkanı Averof Neofitu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in, Kıbrıs sorunuyla ilgili inisiyatifleri elinden kaçırdığına inanıyor.

Haravgi “Kıbrıs Sorunuyla İlgili İnisiyatifler Hristodulidis’in Elinden Kaçtı” başlığıyla manşete çektiği haberinde, iki rakip partinin eski liderlerinin Kıbrıs sorunuyla ilgili görüşlerini aktardı.

Gazeteye göre Kiprianu Rum tarafının “müzakereler Crans Montana’da koptuğu yerden yeniden başlamalı demesinin yeterli olmadığına” dikkat çekerek “daha fazla bir şey söylememiz lazım” dedi. Daha önceki her çabanın daha iyi bir referanstan başladığını ancak bugün “sadece müzakereler başlasın diye” daha fazla çaba harcamaları gerektiğini” söyledi.

Kiprianu, Hristodulidis’in uygulanabilir inisiyatif almadığını, önerilerinin de başarısızlığa uğramaya mahkum olduğunun bilindiğini söyledi. Hristodulidis’in “Önemsiz konularda tavrını sertleştirmesini” BM Genel Sekreteri’nin son raporlarında Rum tarafını suçlamasını da gündeme getirdiğini söyledi.  Kiprianu “Türkiye’ye, müzakere masasına taksimi koyma fırsatı verdiği” gerekçesiyle eski Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in sorumluluğunun büyük olduğunu kaydetti.

“Crans Mondana’da kaldığımız yerden devam etmeye hazırız dememiz yetmez. Hiçbir şekilde herhangi bir yükümlülük altına girmeden, daha fazla bir şey söylemeliyiz.” diyen Kiprianu şunları ekledi:

“Mesela kaldığımız yerden devam etmeye ve Türk tarafı mantıklı önerilerle iş birliği yaparsa sonuna kadar gitmeye hazırız demeliyiz.  Müzakereler başlarsa köprü  kurucu öneriler sunmaya hazır olduğumuzu söylemeliyiz. Guterres Çerçevesi’nin 6 maddesinde anlaşırsak Kıbrıslı Türkler Doğal Gaz Yönetim Komitesi’ne katılacaklar demeliyiz. Türkiye’ye, Kıbrıs sorununu doğru çözmemize yardımcı olursa doğal gaz ile ilgili  gerek ticari iş birliği, gerekse çeşitli destinasyonlara gönderilmesi konularda diyaloğa hazır olduğumuzu söylemeliyiz.”

Averof Neofitu ise, Eylül ayında bazı inisiyatifler olmazsa, yine Kıbrıs sorununun “bitiş fermanını” yaşayacakları uyarısında bulunarak, hazırlanmaları gerektiğini söyledi.

Yeşil Hat’ta daha çok itiraz geleceğini, Maraş’ın artık tamamen “kaybedileceğini”, Türkler ve Kıbrıslı Türkler tarafından kullanılacağını söyleyen Neofitu, daha sonraki aşamada da BM Barış Gücü’nün Ada’dan gitmesi riski bulunduğuna işaret etti.

Son dönemde Barış Gücü ile ilgili raporlarda bu yönde uyarılar yer aldığını hatırlatan  Neofitu “Barış  Gücü’nün dünyanın herhangi bir noktasında var olabilmesi için iki tarafın onayı şarttır. Bir aşamada Kıbrıs Türk tarafı, Barış Gücü’nün varlığını kabul etmediğini söylerse ne olacak? Bütün Güvenlik Konseyi üyelerinin zorla kalacak diyeceğine mi inanıyoruz?” diye sordu.

Averof Neofitu, Hristodulidis hükümetinin farklı değerlendirmesine rağmen Kıbrıs sorununda “inisiyatiflerle ilgili  fırsat penceresinin artık kapandığını” anlamaları gerektiğine işaret ederek şunları söyledi:

“Çıkmazın kaldırılması için terk perspektif uluslararası toplumun Kıbrıs sorununda son bir uluslararası konferans ile tırmandıracağı kısa ve kapalı devre bir prosedür ile iki tarafı sorumlulukları ile karşı karşıya getirmesidir. O zaman çöküşten kim sorumluysa, sonuçlarını da o çekecek.”

Devamını Oku

Menelau “Müzakere kazanımlarıyla 1960 anlaşmalarının etnik ayrımlarını aşıyoruz”…

Menelau “Müzakere kazanımlarıyla 1960 anlaşmalarının etnik ayrımlarını aşıyoruz”…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

“Zorluklar çözüm müzakerelerini terk etmeye sebep değil” diyen Rum Müzakereci Menelaos Menelau müzakere sürecinin en önemli dönüm noktalarını analiz etti ve “1960 anlaşmalarının etnik ayrımlarını müzakere kazanımlarıyla aşıyoruz” dedi.

Menelau Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümü nedeniyle Fileleftheros’a verdiği özel söyleşide, uluslararası toplumun iki toplum tezini değil, tek yolun Kıbrıs sorununun siyasi eşitliği olan tek federal devlet olduğu tezini kabul ettiği görüşünü ortaya koydu. Menelau, Rum tarafının eskiden beri Türk tarafının taleplerine karşı tavizkar politika izlendiği eleştirilerinin de doğru olmadığını söyledi.

“1974 olaylarından sonra gerçekçi davranarak iki bölgeli, iki toplumlu federasyon, tarihi uzlaşı, ardından da AB üyeliğini başardık” diyen Menelau Kıbrıs’ın AB üyeliğinden sonra Kıbrıs sorununun Türkiye’nin AB ile ilişkileriyle bağlantılı kılındığını söyledi.

Menelau, Kıbrıs sorununun artık AB üyesi bir devletin meselesi olarak anıldığını, bunun müzakerelerin ve çözümün en özlü yönlerine eklendiğini belirterek, bunu 2006’da varılan yakınlaşmalarda, 9 Temmuz Talat-Papaduopulos anlaşmasında, 2015-17 Anastasiadis-Akıncı anlaşmasında ve Crans Montana’da gördüklerini kaydetti.

AB’’ye üye olunması nedeniyle 2004 ve sonrasının, müzakere sürecindeki dönüm noktası olarak gördüğünü söyleyen Menelau, bunun 4 Avrupa özgürlüğünün uygulanması, garantilerin kaldırılması, federal devletin işleyebilirliğinin sağlanması gereği gibi Kıbrıs sorununun bazı yönlerinde görüldüğünü söyledi.

Menelau “Kazanım, bütüne kadarki bütün çabalardan kaynaklanıyor.  Süreç içerisinde ete kemiğe bürünen bir şeydir, kemik de kabul ettiğimiz iki bölgeli iki toplumlu, siyasi eşitliği olan federasyondur. Yolun çoğu elbette 2006 sonrasında alındı ve 2017 ‘de Crans Montana’da düzenlenen konferansta çözüm zemini, yakınlaşmalar ve 6 maddelik Guterres çerçevesini de içeren zirveye ulaştı.” ifadesini kullandı.

Menelaos Menelau “Türk taleplerine karşı tavizkar politika izlemiş olsaydık Crans Montana’da garantilerin kaldırılması noktasına varılamazdı veya müzakerelerden edindiğimiz ve Kıbrıs devletinin 1960 Anlaşmalarından miras aldığı etnik ayrımları aşmamıza zemin olan kazanımlara ulaşamazdık.” dedi.

Her zaman dikkatlerinde tutmaları gereken başka bir unsurun da geçen zamanın öncelikle toprak, mülkiyet gibi başlıklara yaptığı etkiler veya Maraş’taki gibi bazı gelişmeler olduğunu söyleyen Menelau tam da bu nedenle, arzu ettikleri hedefe mümkün olan en kısa zamanda ulaşmaya çalıştıklarını anlattı.

Rum müzakereci, yeni çabanın Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlaması gerektiği tezini tekrarladı. Toprakta ve özellikle Türk tarafının bugün BM çerçevesi dışına çıkması nedeniyle zorluklarla karşılaştıklarını söyleyen Menelau “Zorluklar bu tezi terk ediyoruz dememize sebep değil. Aksine. çözüm talebimizin özü bölücü oldubittileri bozmak, ülkeyi kurtarmak ve yeniden birleştirmek içindir.” dedi.

Menelau Türkiye ile Yunanistan arasındaki diyalogda görülen olumlu gelişmelerin Kıbrıs sorununa, Kıbrıs sorunundaki olumlu gelişmelerin de Türk-Yunan diyaloğuna yararlı etki yapabileceğini söyledi. Teknik komitelerin gündelik hayatı etkileyen konularda çok yardımcı rol oynadığını ve daha iyi bir ortam yaratılmasına katkıda bulunabileceklerini kaydeden Menelau teknik komite üyelerine, katkılarından dolayı teşekkür etti.

Devamını Oku

Bakan Dinçyürek, Sağlık Bakanlığı eski Müsteşarı Ali Çaygür’ün vefatı nedeniyle mesaj yayımladı…

Bakan Dinçyürek, Sağlık Bakanlığı eski Müsteşarı Ali Çaygür’ün vefatı nedeniyle mesaj yayımladı…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sağlık Bakanı Hakan Dinçyürek, Sağlık Bakanlığı eski Müsteşarı Ali Çaygür’ün vefatı nedeniyle mesaj yayımladı.

Bakan Dinçyürek, mesajında şu ifadelerde bulundu:

“Sağlık Bakanlığı eski müsteşarlarımızdan, yıllarca topluma büyük bir özveriyle hizmet eden değerli meslektaşım, çok kıymetli dostum, Dr. Ali Çaygür’ün vefatını derin bir üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayım.

Dr. Ali Çaygür, pandemi döneminde ve görev süresi boyunca sağlık alanında önemli hizmetler vermiş, mesleğine olan bağlılığı ile hepimize örnek olmuştur.

Merhuma Allah’tan rahmet, ailesi ve sevenlerine, tüm sağlık camiasına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.”

Devamını Oku

Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümünü “kınadılar…”

Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümünü “kınadılar…”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 20 Temmuz 1974’te Ada’ya gerçekleştirdiği Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümü KKTC’de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kabinesinden bakanların da katılımıyla törenlerle kutlanırken, Rum tarafında ilk kez Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in de katıldığı “anma ve kınama” etkinlikleri gerçekleştirildi.

Rum gazeteleri Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açıklamayı ve KKTC’de düzenlenen törenleri okurlarına şu başlıklarla aktardı:

Fileleftheors “Federal Bir Çözüm Mümkün Değildir… Tayyip Erdoğan İşgal Bölgelerindeki Kutlamalara Katıldı ve Değişmez Türk Tezlerini Tekrarladı… Atatürk Anıtına Çelenk Koydu… Miçotakis’e ve Dendias’a Saldırı”

Haravgi “Erdoğan Federasyonun Mümkün Olmadığını Tekrarladı… Dün İşgal Bölgelerinde Türk İstilası Kutlandı”

Alithia “Erdoğan Kışkırtıcı: Müzakere Etmeye Hazırız… Çözüm İstiyorsanız Kıbrıslı Türklerin Kazanılmış Haklarını Tanıyın”

Haftalık Simerini “Bizi işgalle, Etnik Temizlikle ve Devleti Çalmakla Suçluyorlar… Sultan Donanması İle İşgal Bölgelerinde”

Alithia ve diğer gazetelere göre Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis Güney’de düzenlenen “kınama” etkinlikleri çerçevesinde yaptığı konuşmada BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs sorununda bundan sonra atılacak adımlarla niyeti hakkında “olumlu yönde mesajlar aldığını ancak bu mesajların somut eylemlere evrilip evrilmeyeceğinin zaman içerisinde görüleceğini” söyledi, başka ayrıntı vermedi.

KKTC’de düzenlenen kutlama etkinliklerine Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Türk Deniz Kuvvetleri’ne bağlı Anadolu uçak gemisi ve 50 savaş gemisinin de katılarak önemli mesajlar vermesini yorumlaması istenen Hristodulidis Türkiye’yi “insan hakları ve uluslararası hukuku ihlal etmekle” suçladı.

Hristodulidis Türkiye’nin bölgede güvenlik ve istikrar şartlarının hakim olmasını, AB’ne yakınlaşmayı, bölge ülkelerinin bölgesel güvenlik ve istikrar çabalarına katılmayı gerçekten istiyorsa “bunu başarma yolunun hangisi olduğunu iyi bildiğini” söyledi.  “Biz de ne istediğimizi, nasıl başaracağımızı biliyoruz. Tereddüdümüz yok, ülkemizi kurtarmak ve yeniden birleştirmek için mümkün olan her şeyi yapacağız. Bizim için başka seçenek yok.” dedi.

Hristodulidis’e, Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Yeorgios’un “Türk-Yunan diyaloğunun Kıbrıs’tan geçmesi gerektiği” görüşünü paylaşıp paylaşmadığı da soruldu. “Türk-Yunan diyaloğu Kıbrıs’tan geçer. Kıbrıs sorunu çözülmeden Türk-Yunan ilişkilerinde tam normalleşme olamaz ki bunu en resmi ağızlar da dile getiriyor.” diyen Hristodulidis “var görünen bu olumlu ortamı Kıbrıs sorununun çözümü yararına kullanmak istediklerini” kaydetti.

Fileleftheros Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ve Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’le yaptığı özel söyleşileri “Sorumluluğumuzun Yükünü Taşıyacağız… Kiriakos Miçotakis ve Nikos Hristodulidis Fileleftheros’a Özel Açıklama Yaptı… Başbakan: Yükümlülüğümüzü Unutmadık… Başkan: Kurtuluş ve Yeniden Birleşme Tek Çözüm” başlığıyla manşete çekti.

-“Miçotakis ilk kez 50’nci yıldönümünde katılma cesareti gösterdi”

Gazete Güney Kıbrıs’ta düzenlenen “kınama” etkinliklerine ilk kez 50’nci yıldönümünde katılma “cesareti gösterdiğine” dikkat çektiği Miçotakis’in Güney’e “net tezlerle” gittiğini yazdı.

Habere göre, Güney’e gidişi öncesinde Fileleftheros’a ve Hellas Journal’a yaptığı özel açıklamada “müzakereleri yeniden başlatmak için mümkün olan her olanağı kullanmayı kendini feda edenlere ve gelecek nesillere borçluyuz. Bu süreçte iki devletle ilgili fikirlerin yeri yoktur, olamaz.” dediğini yazdı.

Habere göre Miçotakis “Yunanistan’ın her zaman Rum Yönetiminin yanında olacağını, Rum Yönetimi ile tam istişare içerisinde Kıbrıs sorununun çözümü yönünde iş birliği yapma sözlerini unutmadıklarını” söyledi. “Türk işgaline son vermek ve Kıbrıs meselesine BM ve AB çerçevesinde kapsamlı çözüm, Yunan dış politikasının ana gayesi ve önceliğidir.” ifadesini kullanan Miçotakis “50 yıl sonra anının neresine dokunsan acır. Ancak gelecek için, Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’nin geleceği için acıyı güce çevirmeliyiz.” dedi.

Miçotakis “BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal eden oldubittileri dayatma talep ve maharetlerini önlemekte olduklarını” savunarak Kıbrıs’taki fiili durumun kabul edilir ve sürdürülebilir olmadığını, bu durumun uzamasının yeni oldubittiler dayatılması riski taşıdığını söyledi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in ve Kişisel Temsilcisi’nin BM kararları çerçevesinde müzakereleri yeniden başlatma çabalarını desteklediklerini belirten Mİçotakis şunları da söyledi:

“Çözüm iki bölgeli iki toplumlu tek egemenliği, tek vatandaşlığı, tek uluslararası temsiliyeti olan birleşmiş Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gündeme getirmeli. Bu tartışmaya açık değildir. Bir Avrupa ülkesinin başkenti olan Lefkoşa’da bölücü hatların bulunmasının bir anlamı yoktur, dün bu yüzden Kıbrıs’taydım.”

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ise “zorluklara, sorunlara, hayal kırıklıklarına, tahriklere ve hatta zaman zaman tehditlere rağmen işgale rıza göstermiyoruz çünkü Kıbrıs’ın bütün çocukları için farklı bir yarın hayal ediyoruz. Kurtuluşu ve ülkemizi ve halkımızı gerçekten yeniden birleştirecek işleyebilir ve sürdürülebilir bir çözümü başarmak istiyoruz.” dedi.

Uluslararası gelişmeleri doğru okumak, jeostratejik dengeleri anlamak, devletin bütün gücünü ve güvenlik ve istikrar bacağı olma rolünü kullanarak sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin uluslararası varlığını korumak gayesinde olduklarını anlatan Hristodulidis, bu çabasında bütün Rum siyasi güçlerinin iş birliğini talep etti.

“Attila’yı Kıbrıs’a getiren Atina cuntasına ve EOKA-B’ye öfke günü”

Haravgi Hristodulidis’in dünkü açıklamasını okurlarına “Başkan Hristodulidis Olumlu Yönde Mesajlar Alıyor… Kıbrıs Sorunu İçin Eyleme Evrilip Evrilmeyeceklerini Görmeyi Bekliyor” başlığı altında aktardı.

Gazete AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu’nun dün Yunan Askeri Mezarlığı’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada “anı ve onur günü olan bugün aynı zamanda bir öfke günüdür, Attila’yı Kıbrıs’a getiren Atina cuntasına ve EOKA-B’ye öfke günüdür.” dediğini yazdı.

Habere göre, Atina albaylar cuntası ile EOKA-B’yi, Barış Harekatı’nı yapmak için Türkiye’ye bahane sunmak ve ayağının altına halı sermek ile suçlayan Stefanu “Kıbrıs sorunu müzakerelerin olmamasından ve durağanlıktan dolayı zor, kritik ve umutsuz bir dönemde. Çıkmazı kırma gücü yaratmak için nokta atışı inisiyatifler lazım.” ifadesini kullandı.

Fileleftheros Rum siyasi partilerinin de Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümünü “kınayan” ve Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasını istedikleri açıklamalar yayımladıklarını yazdı.

Gazeteye göre, DİSİ 20 Temmuz’u “güçlerini toplayıp vatanı kurtarmak ve yeniden birleştirmek için bütün güçlerini toplayıp mücadele etme sorumluluklarını hatırlatan bir gün olduğu” mesajını verdi.

DİKO açıklamasında KKTC’de kutlama etkinlikleri düzenlemeye “cüret etmeleri” nedeniyle Türkiye’yi ve KKTC’yi kınadı.

EDEK, DİPA ve Ekologlar da 15 ve 20 Temmuz 1974’ü unutmadıklarını vurguladı.

Devamını Oku

Anastasiadis’le söyleşi…

Anastasiadis’le söyleşi…
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Kathimerini gazetesi, eski Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le Kıbrıs sorunu ve iç siyaset başta olmak üzere çeşitli konuları içeren geniş bir söyleşiye yer verdi.

Eski Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis gazeteye verdiği söyleşide; “iki devletli çözümü aslı görüşmediğini” iddia etti.

Anastasiadis röportajında, Crans Montana’da gerçekleştirilen müzakereler çerçevesinde o dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla iki devletli çözümü görüştüğü iddialarını bir kez daha reddederek, bunun gerçek olmadığını öne sürdü.

Kendisinin görüştüğü şeyin, “bazıları tarafından gevşek federasyon olarak da tabir edilen merkezi yönetimin yetkilerinin azaltılması olduğunu” belirten Anastasiadis, “iki devletli çözümün, dünyadaki diğer ayrılıkçı eylemleri kışkırtabileceği için uluslararası toplum tarafından da kabul görmeyeceği” iddiasında bulundu.

Güney Kıbrıs’ta bazı siyasilerin kendisine yönelik bu ithamlarını kesinlikle kabul etmediğini de vurgulayan Anastasiadis, çıkmazın aşılması için sunulabilecek tek yeni önerinin “merkezi yönetimin yetkilerinin azaltılması olduğunu” ifade etti.

Anastasiadis ayrıca, Türkiye’nin Crans Montana’da garantörlüğünün kaldırılmasını kabul etmeye hazır olduğu ancak kendisinin bunu kabul etmediği ve 2018 yılı seçimlerini yeniden kazanabilmek amacıyla Crans Montana’daki müzakereleri terk ettiği iddialarını da reddetti.

Söyleşisinin iç siyasete ilişkin kısmında ise Anastasiadis, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in, büyük kararlar alınacağında kendi hükümeti zamanındaki politikaları takip etmekte olduğunu iddia ederek, Hristodulidis’e; karar alırken ne kadar siyasi bedel ödeyeceğini düşünmek yerine toplumun çıkarını düşünmesi tavsiyesinde de bulundu.

Devamını Oku