GÜVEN ARTIRICI ÖNLEM Mİ ?GELİN ORMANLARI BİRLİKTE KORUYALIM

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Kıbrıs’ta güven artırıcı önlemler, adadaki Türk ve Rum toplulukları arasında işbirliği ve karşılıklı anlayışı teşvik etmeyi amaçlayan çeşitli girişimleri kapsar.
Kıbrısın yeniden birleştirilmesi amacını kapsayan bu girişimler Eğitim, kültür, ekonomi, çevre gibi alanlarda ortak projeler ve faaliyetler düzenleyerek iki topluluk arasındaki iletişimi ve işbirliğini güçlendirme hedefleniyor.
Bu önlemler, siyasi görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak, iki tarafın da ortak çıkarına olan alanlarda işbirliğini geliştirmeyi amaçlıyor.
Lakin gelin görün ki siyaset ne yazık ki bu işbirliklerini geliştirmeyi engelleyen en önemli unsur olmaya devam ediyor.
Limasoldaki son orman yangınları da bunun bir örneği.
Küresel iklim değişikliğinin özellikle çevre üzerinde olumsuz etkilerini daha çok hissettiğimiz günlerden geçiyoruz.
Ve Kıbrıs gibi bir adada sanal bir sınır ile ayrılmış bir coğrafyada ortak varlığımız olan çevreyi kuzey -Güney Türk -Rum birlikte koruyup geliştirmezsek geri kalan herşey boş gibi duruyor.
Ama buna rağmen çevre yanıp kül olurken yardım teklifleri dikkate alınmıyor Sanırım Rum başkan Hristodulidis oksijen üretip karbondioksit emisyonu yapan, hava sirkülasyonu sağlayan gibi foksiyonel değerleri olan ağacın değerinin , odun değerinin 2000 katı olduğundan ya haberi yok ya da siyasi egosu ormanların yanıp kül olmasından daha önemli.
Tabii Limasolda yanan 125 km kare kayıp sahanın yukarıda belirttiğim bilgiler ışığında tekrar orman haline gelmesi için geçecek 30 yıl ile değerlendirildiğinde bunun yaklaşık 10 milyar euro ya denk geldiğinide kendisine hatırlatalım.
Sorun şu ki orman yangınlarının Kıbrısın kuzeyin de yada güneyinde olması bir şeyi değiştirmiyor.Eni yaklaşık 100 km boyuda 225 km olan bir adada Yanan her bir ağacın bu ada iklimine etkisini bu ada üzerine yaşayan Türk Rum her bir bireyin eşit şekilde hissedecekleri bir yerde yaşıyoruz.
Ada Akdeniz iklimi, sıcaklıkların artması, kuraklık, su kaynakları üzerindeki baskılar ve deniz seviyesinin yükselmesi gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Bu durum, hem ekolojik dengeyi hem de sosyoekonomik yapıyı olumsuz etkileyecektir.Etkilemeyede başladı zaten.
Yağışların azalması ve buharlaşmanın artmasıyla birlikte kuraklık, Kıbrıs’ta önemli bir sorun haline gelmektedir. Su kaynaklarının azalması, tarım ve hayvancılık faaliyetlerini olumsuz etkileyecek ve su kıtlığına yol açacaktır ki bunların etkisini eskisinden daha çok hissediyoruz.
Durum bu şekilde giderse Küresel ısınma, deniz seviyesinin yükselmesine neden olacak ve bu da kıyı bölgelerinde kuzeyde İskele, Gaziveren Esentepe güneyde Limasol Larnaka Baf gibi kıyı bölgelerinde taşkınlara ve erozyona yol açacaktır.Zaten uzmanlarda iklim değişikliği Kıbrısın kıyı şeridinin%50′ ni yok edebilir diyor.
Doğal olarak kuraklık ve sıcaklık artışı, orman yangınlarının sayısını ve şiddetini artıracaktır. Bu durum yalnız kuzeydeki değil güneydeki doğal yaşamı da olumsuz etkileyecek yalnız Türk tarafın da değil Rum tarafınında da ekonomik kayıplara yol açacaktır.
Adanın doğal kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir kalkınmayı desteklemek için iki tarafın da birlikte çalışmasını sağlamak bir zorunluluktur.
Limasolda yaşanan son yangın bize bu tip yangınlara müdahale için iki toplumlu müdahale ekipleri kurulması gerektiğini göstermektedir. Bu tip bir projenin iki tarafın da birbirine karşı daha olumlu bir bakış açısı geliştirmesine yardımcı olacağı açıktır.
Güven artırcı önlem olarak işe buradan başlamanın daha doğru olduğunu yaşayarak deneyimliyoruz.
Kıbrıs’ta güven artırıcı önlemler, adanın geleceği için umut vadeden bir yaklaşımdır.Doğrudur.
Fakat bunu önüne siyasi ihtiras ve kibirleri koymak Türk ve Rum toplumlarının daha barışçıl ve müreffeh bir geleceğe doğru ilerlemesine katkıda bulunmasına yardımcı olmayacaktır.
Yanan ağaçlar ve hayvanlar ,kül olan evler isten kararan topraklar ve geri çevrilen yardım önerileri bunun ispatıdır.