Kıbrıs sorunuyla ilgili raporlar ve BM Güvenlik Konseyi’nin açıklaması…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

 Kıbrıs sorununun akıbetinin, bugünlerde kaleme alınan raporlarla dolu mayın tarlasından zarar görmeden geçip, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in liderlerle önemli randevularının olduğu sonbahara ulaşıp ulaşamayacağına bağlı olduğu ifade edildi.

Fileleftheros gazetesi “Kıbrıs Sorunu Raporlarla Dolu Mayın Tarlasının Ortasında” başlığıyla yer verdiği haberinde, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi Maria Angela Holguin’in hazırlayacağı ve şu ana kadarki misyonunun bir değerlendirmesini yapacağı raporun tüm paydaşlar tarafından Kıbrıs sorununun ilerleyişi açısından çok önemli olarak addedildiğini yazdı.

Holguin’in raporunun önümüzdeki hafta ortasına kadar hazır olacağı ve BM Genel Sekreterine gönderileceği belirtilirken, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ise konuyla ilgili açıklamasında, Guterres’in raporu inceleyeceğini ve atılacak sonraki adımlara karar vereceğini belirtti.

Gazete, Holguin’in raporunun çözüm çerçevesinin dışında öneriler içermesi ihtimaliyle ilgili olarak ise, Rum kesiminin böyle bir şeyden kaçınılacağı konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

Açıklamasında, herkesin BM Genel Sekreterinin, Holguin’in ve BM Güvenlik Konseyi üyelerinin BM Güvenlik Konseyi’nin kararlarına bağlı olduğunu ifade eden Hristodulidis, çerçevenin çok spesifik olduğunu, BM Güvenlik Konseyi tarafından belirlendiğini ve bu spesifik çerçeve dışında müzakere edilecek bir şey olmadığını savundu.

Öte yandan, BM Güvenlik Konseyi Başkanı ve Rusya’nın BM’deki Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya’nın Güvenlik Konseyi toplanmadan ve Holguin’in raporu hazırlanmadan Kıbrıs sorunuyla ilgili bir değerlendirmede bulunmakta acele etmesinin soru işaretlerine yol açtığı kaydedildi.

Rum Haber Ajansı’nı (KİPE) kaynak gösteren gazetede yer alan habere göre, Holguin’in adadaki temasları sırasında tarafların uzlaşmacı bir çözümden çok uzakta oldukları saptamasında bulunduğunu söyleyen Nebenzya, Holguin’in görev süresinin uzatılmasına da atıfta bulunarak, kişisel temsilcisi olduğundan bu konudaki yetkinin Guterres’te olduğunu belirtti.

Holguin’in raporunun Guterres’in Kıbrıs sorunundaki iyi niyet misyonuyla ilgili olarak BM Güvenlik Konseyine göndereceği raporunu da büyük oranda etkileyeceğinin tahmin edildiğini yazan gazete, Guterres’in de kendi raporunda bir sonraki hamlelerini kayda geçirmesi ihtimali bulunduğunu belirtti.

Haberde, bu metinlerin ne kadar önemli olduğunun, tarafların raporların objektif olması gerektiğini söyleyen yaklaşımlardan görülebileceğine de işaret etti.

Stewart’ın raporu

BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Temsilcisi ve UNFICYP Misyon Şefi Colin Stewart’ın Kıbrıs’taki BM Barış Gücünün faaliyetleriyle ilgili hazırlayacağı raporun ise Kıbrıs sorunundaki manzarayı belirleyecek bir diğer rapor olacağını kaydeden gazete, Rum kesiminin hali hazırda toprak üzerinde olup bitenlerin objektif bir şekilde kayda geçirilmesini istediğini belirtti.

Gazete, ara bölgede meydana gelen ihlaller konusunda Rum hükümeti ile Stewart arasında açık bir fikir ayrılığı bulunduğunu da anımsattı.

“Son şans 2017 yılında Crans Montana’daydı”

Alithia gazetesi ise “BM Güvenlik Konseyi İki Tarafı da Ortada Bıraktı” başlıklı haberinde, Rusya’nın BM’deki Daimi Temsilcisi Vasily Nebenzya’nın New York’taki BM Genel Merkezinde basını bilgilendirmesi sırasında yaptığı açıklamada Kıbrıs sorunuyla ilgili sorularına da yanıt verdiğini yazdı.

Basını bilgilendirmesi sırasında yaptığı açıklamada, Holguin’in adayı ziyaret ettiğini, taraflarla görüştüğünü ve tarafların bulunabilecek uzlaşmacı bir çözümden çok uzakta olduklarını tespit ettiğini söyleyen Nebenzya, KİPE’nin bir sorusunau yanıtında “Bu talihsiz bir durumdur ancak sahip olduğumuz son şans 2017 yılında Crans Montana’daydı. Bu fırsat kaçtı ve o zamandan bu yana Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakerelerde gözle görülür ve somut bir ilerleme yaşanmadı” ifadelerini kullandı.

Holguin’in görev süresi

Öte yandan iki tarafın belirli planlarla ilgili pozisyonlarının sertleştiğini gördüklerini de ifade eden Nebenzya, şu an Holguin’in görev süresinin uzatılması konusunun gündemde olduğunu ve kişisel temsilcisi olduğundan bu konudaki yetkinin Guterres’te olduğunu belirtti.

Holguin’le ilgili kararı almanın Guterres’e ait olduğunu dile getiren Nebenzya, Colin Stewart’ın yapacağı bilgilendirme konusunda ise bunun sahadaki gelişmeler ve karşı karşıya bulunduğu konularla alakalı olacağını ve bu bilgilendirmeden özel bir şey çıkmasını beklemediğini ekledi.

Nebenzya’nın açıklamalarıyla ilgili olarak kendisine soru yöneltilen Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis ise açıklamasında, BM Güvenlik Konseyi Başkanı tarafından kamuoyu önünde yapılan açıklamaların sebebini bilmediğini söyledi.

Rum lider, bu açıklamanın, Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi başkanlığını devralması nedeniyle BM’deki Rus daimi temsilci tarafından düzenlenen basın toplantısında yapıldığına işaret ederek, Güvenlik Konseyi’nin henüz bilgilendirilmediğini hatırlattı.

Hristodulidis “Bilgilendirmeyi beklemek lazım. BM Güvenlik Konseyinin bilgilendirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz çünkü Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesini de belirleyen budur” ifadelerini de kullandı.

Gazete, Hristodulidis’in var olan zorluklar, farklı yaklaşımlar ve problemlere rağmen Holguin’in çabasını sürdürmesine dair isteğini ortaya koyduğunu da ifade etti.

Tüm paydaşların gereken siyasi iradeyi göstermesi durumunda Holguin’in çabasının arzu edilen sonuç olan müzakerelerin yeniden başlamasına yol açabileceğini dile getiren Hristodulidis, başka bir soruya yanıtında ise Holguin’in raporunu 10 Temmuz’da sunacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın açıklamalarını yorumladı

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın doğrudan ticaret ve doğrudan uçuşlar konusunda yaptığı açıklamalarla ilgili soru üzerine ise Hristodulidis, bunların Tatar’ın bilindik tezleri olduğunu öne sürerek, böyle bir şeyin kabul edilemeyeceği iddiasında bulundu.

Doğrudan ticaret, doğrudan uçuşlar ve doğrudan temasların egemen eşitlik ve iki devletle aynı şey olduğunu ileri süren Hristodulidis, bunun farklı isimlere sahip olan aynı yaklaşımdan ibaret olduğunu öne sürdü.

Cumhurbaşkanı Tatar’ın Rum tarafının KKTC’deki Rum malları konusunu kendi politikasına alet ettiğine dair açıklamaları konusunda ise Hristodulidis, konuyu hiçbir şekilde siyasi hale getirmediklerini öne sürdü.

Hristodulidis “Bir mevzuat ihlali olduğunda, temel insan haklarından biri olan mülkiyet hakkı ihlal edildiğinde tabi ki hareket edeceğiz. Buna kayıtsız kalmayacağız” iddiasında da bulundu.

Holguin’in Londra’da Cumhurbaşkanı Tatar’la görüşmesini de değerlendiren Hristodulidis, görüşmede ele alınanlar konusunda bir ilk bilgilendirmeye sahip olduğunu, bununla birlikte Tatar’ın kamuoyuna yaptığı açıklamalardan farklı öne çıkan bir şey olmadığını söyledi.

Politis gazetesi de “Kıbrıs Sorunu Bilinmeyen Sularda” başlıklı haberinde, BM Güvenlik Konseyinin Rus Başkanının Holguin’in tarafların uzlaşmacı bir çözümden çok uzak olduklarını tespit ettiğine dair açıklamasının ardından, Kıbrıs sorununun artık bilinmeyen sularda yüzdüğü yorumunda bulundu.

Haberde, dikkatlerin artık Holguin’in Guterres’e sunacağı rapora ve Guterres’in alacağı kararlara odaklandığı da kaydedildi.

Gazete, Holguin’in Guterres’e yönelik raporunun sunulması hala beklemede olsa da her şeyin BM’nin girişiminin çıkmaza doğru gittiğini gösterdiğini, BM Güvenlik Konseyinin Rus Başkanının da sorumlulukları açıkça iki tarafa attığını ekledi.