DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.320,96%0,56

ÇEYREK ALTIN

7.017,00%0,27

BİTCOİN

4785777฿%1.4882

a

KATİL BİNA  ISIAS VE  ORTAKLARI

96 kişiyi öldürmekten yargılanmıştı.Sonra KKTC ‘ne kaçtı. 900 bin dolar, 890 bin euro ve 500 bin Türk lirasını Türkiye‘den KKTC’ye transfer etmeye çalıştı ve Lefkoşa’da daire satın almak için girişimde bulunduğu sırada yakalanıp tutuklandı.
Kim bu katil diye aklınızdan geçmiştir.
Seri katil mi,psikopatmı yoksa savaş suçlusumu diye düşünmüşünüzdür.
Hiçbiri değil.
Adana’da 6 Şubat depreminde 10 saniyede yıkılan ve 96 kişinin hayatını kaybettiği Alpargün Apartmanı’nın müteahhidi.
96 kişiye mezar olan Alpargün Apartmanı’nın müteahhidi Hasan Alpargün, istinaf mahkemesinin bozma kararı sonrası yeniden yargılandı ve  bir kez daha aynı cezaya çarptırıldı.
Alpargün “olası kastla öldürme” suçundan cezalandırıldı.
Adana 12’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde olası kastla öldürme suçundan 17’si ağırlaştırılmış 62 kez müebbet ile toplam 865 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
865 yıl.
Komik olsada suçun ne derece büyük olduğunu anlatması bakımından önemli tabii.
Bu arada apartmanın yıkılması sonucu, binaya yapı ruhsatı ve kullanım izni verilmesi sürecinde sorumluluğu bulunduğu değerlendirilen eski Seyhan Belediyesi görevlileri hakkında da iddianame hazırlandığını ve sanıklara yönelik “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 22 yıl 6 ay’a kadar hapis istenmiş olduğunuda  ekleyelim.
Karar bütün dosyalara emsal nitelikte.
Tabii şampiyon melekler davası içinde.
3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen İsias Otel davasının 25 Aralık 2024’te gerçekleştirilen son duruşmasında ise kısa karar açıklanmıştı. Altı sanık bilinçli taksirle birden çok kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek suçundan mahkeme tarafından suçlu bulunup mahkum edilmiş, beş sanığın ise beraatına karar verilmişti.
Bilir kişi raporlarının tümünde kusurlar ,ihmaller, usulsüzlükler çok açık  bir şekilde ortaya konmuştu.
Otel sahibi Ahmet Bozkurt 17 yıl 17 ay 7 gün, oğlu Mehmet Fatih Bozkurt 15 yıl 28 ay 28 gün,Mimar  Erdem Yıldız 17 yıl 17 ay 7 gün,inşaat mühendisi  Halil Bağcı 7 yıl 16 ay, fenni mesul Hasan Aslan 15 yıl 16 ay 20 gün, proje mühendisi Mehmet Göncüoğlu 7 yıl 16 ay süreyle hapis cezası almıştı.
Bilge Açık, Efe Bozkurt, Seda Zeren, Şule Özbek ve Ulviye Bozkurt’un ise beraatına karar verilmişti.
Tabii sorumlular bu kadar değildi.
Çünkü katil binanın önünü açan başkalarıda vardı.
Belediye de görevli kamu görevlileride sorumluydular bu çürük yapının ortaya çıkmasında.
1993 tarihli ruhsatı düzenleyen  Ruhsat Büro Teknisyeni Nedim Özkaşıkçı, kontrol eden Ruhsat Büro Şefi Mehmet Çalışır ve onaylayanda Belediye İmar Müdürü Yusuf Gül aynı raporda  Fazlı Karakuş da teknisyen olarak yer almıştı.
Fakat gelin görün ki ruhsatı düzenleyen ve kontrol eden kişiler deprem öncesi vefat ettiler.
72 canın hesabını bu dünyada iken veremeden öldüler.Umarım ahrette bunun hesabını verirler.
Ancak ruhsatı onaylayan Belediye İmar Müdürü hayatta
İmar Müdürü’nün imzası ise bir ruhsatın tamamlanması için esas unsurdur.
Çünkü  ruhsattaki tüm esasa ilişkin işlerin mevzuata uygun olarak yapıldığını onaylar.
 Bu nedenle ruhsata imza atanın hak ettiği cezayı alması gerekir.
Vicdanları sızlatan kararlar, eksik kalan raporlar ve görmezden gelinen belediye başkanı gibi sorumlularda buna dahil.
Şampiyon meleklerin ailelerinin dediği gibi “İsias katil bir bina ve sorumsuzluk zinciridir .O zincirin her halkasından, her sorumludan hesap sorulana ve olası kast ile yargılanıncaya dek adalet mücadelemiz sürecektir.’’
Evet bu hukuk mücadelessi sürmeli.Büyük ve acı veren bir mücadelenin Türkiyede yargı da bir değişim yaratmasıda olası.
Bu mücadele ahlaksızca ve sorumsuzca bina inşa eden edilmesine göz yuman önüme geldi  imza ettim diyen ve onbinlerce insanın ölümüne sebep olan herkes “Ruhsat verilmesini hep birlikte istediler.’’
Bu sonuca bağlı tüm olası sonuçları da göze aldılar, gerçekleşmesi muhtemel deprem sonrası ölümleri, yaralanmaları, mal kayıplarını engellemek için hiçbir önlem anlamadılar, hatta umursamadılar
Bunların hepsi gerçek.
Tüm bunların Türk Ceza Hukuku sisteminde karşılığı ise “Olası kast” tır.
Yaşanan acılar normalleşemez ve normalleştirilmemeli.
Grand ISIAS emsal dava olarak  Türk hukuk tarihine geçmeli. Katil bina  ve ona hayat veren ortakları olası kast ile yargılanmalı. Yargılanmalı ki bundan sonra bir bina inşa edilirken mal sahibinden müteahhidine belediye başkanından fenni mesul ve kontolüne herkes imza atarken bir değil on kez düşünsün. Bunun başka  yolu yok.

0 0 0 0 0 0

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.

Sıradaki haber:

KITSAB’da yeni başkan Akançay

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0