DOLAR

32,4504$% -0.15

EURO

34,8290% -0.66

STERLİN

40,7959£% -0.56

GRAM ALTIN

2.441,26%0,23

ÇEYREK ALTIN

4.048,00%0,02

BİTCOİN

฿%

a
Yasemin Canbaz

Yasemin Canbaz

27 Nisan 2024 Cumartesi

Töre, Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı ile görüştü

Töre, Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı ile görüştü
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, İstanbul temasları çerçevesinde Mavi Vatan Denizcilik ve Global Stratejiler Derneği’ni ziyaret etti.

Başkan Töre’yi, Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı karşıladı.

Töre, burada yaptığı konuşmada Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’nın Mavi Vatan’da ve Ortadoğu’da yapmış olduğu çalışmaları takdirle izlediklerini ifade etti.

Töre, milli şuura sahip olan insanların aldanmayacağını ve aldatmayacağını onun için de bu iradenin oluşması gerektiğini söyledi. Töre, kazanılan ve var olan hakların aranmasında milli şuurun Türk toplumuna yardımcı olacağını bu bağlamda Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’nın önemli görevler üstlendiğini ifade etti.

Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı da, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre’yi misafir etmekten onur duyduklarını söyledi. Konuşmaların ardından Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Başkan Töre’ye kitap hediye etti.

Devamını Oku

Hristodulidis Guterres’in 3’lü ya da 5’li görüşme önerdiğini savundu

Hristodulidis Guterres’in 3’lü ya da 5’li görüşme önerdiğini savundu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis BM’nin, gerek Genel Sekreter Antonio Guterres gerek Kişisel Temsilci Maria Angela Holguin düzeyinde yeni bir üçlü ya da beşli görüşme için çalıştığını ileri sürdü.

Fileleftheros haberi “Üçlü Ya Da Beşli Görüşme Önerisi Ortaya Attı… Başkan BM Genel Sekreteri’nin Yaptığı ve Kendisinin Kabul Ettiği Önerinin Ne Olduğunu Siyasi Liderliğe Açıkladı” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Haberde, Hristodulidis’in dünkü Rum Ulusal Konsey toplantısında siyasi parti başkanlarına anlattıklarından; Genel Sekreter’in Kişisel Temsilcisi Holguin, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’in sadece liderler düzeyinde ya da danışmanlarının da katılacağı gayri resmi görüşme önerdiğinin anlaşıldığı savunuldu.

Gazete edindiği bilgilere dayanarak, Holguin’in önerisinin Hristodulidis tarafından kabul, Tatar tarafından reddedildiğini ileri sürerek, onun da üçlü (Tatar, Hristodulidis ve Guterres) veya beşli (Tatar, Hristodulidis, Türkiye, Yunanistan ve Guterres) görüşme çağırması için durumu Genel Sekreter’e ilettiğini yazdı.

Haberde, BM’nin bu düşüncesini Brüksel’deki görüşmeleri sırasında Genel Sekreter Guterres’ten öğrendiği savunulan Hristodulidis’in, öneriye olumlu yaklaştığı ancak Kıbrıs Türk tarafının yaklaşımının olumsuz olduğu ileri sürüldü.

Habere göre, Rum Yönetimi Türk tarafının bu tür görüşmelere olumsuz yaklaşma sebebinin “durumun olduğu gibi devam etmesini, Holguin’in 6 aylık görev süresinin dolmasını ve çıkmaz ilan edilmesini istemesi” olduğuna inanıyor. Gazete, buna rağmen Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in önümüzdeki ay Ankara’ya gerçekleştireceği ziyaret sırasında üçlü yahut beşli görüşme önerisini yeniden gündeme getirmek niyetinde olduğunu yazdı.

Gazeteye göre, Holguin Ada’ya 7 Mayıs’ta gelecek ve bir hafta kalacak. Cumhurbaşkanı Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’le muhtemelen 8 Mayıs’ta görüşecek. Hristodulidis Holguin ziyaretini, Kıbrıs sorunundaki çabaların bundan sonraki süreci açısından belirleyici önemde görüyor.

Rum Sözcü Konstantinos Letimbiotis Ulusal Konsey toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Hristodulidis’in Rum siyasi parti başkanlarına Holguin ile görüşmeleri hakkında da bilgi verdiğini anlattı.

Gazeteye göre, Letimbiotis Guterres’in üçlü ya da beşli görüşme önerisinin halen masada mı olduğu sorusuna karşılık “bu öneriyle ilgili bundan sonra atılacak adımları ve önerinin nasıl uygulanacağını görmek için Holguin’in Ada’ya gelmesini ve Hristodulidis’le yapacağı görüşmeyi beklediklerini” söyledi.

“Kıbrıs Grubu açıklandı, Kıbrıs Hukuk Grubu yolda”

Hristodulidis’in Avrupa Konseyi toplantısının sonuçları ve karar metni ile Rum Yönetiminin düzensiz göç ve sığınmacılarla ilgili çabaları hakkında da detaylı bilgi verdiğini kaydeden Sözcü Letimbiotis, Hristodulidis’in “Kıbrıs Grubunun” da oluşturulduğunu açıkladı.

Letimbiotis’e göre Hristodulidis’e danışmanlık yapmak üzere oluşturulan grupta Panayotis Dimitiru, Kris Triandafillidis, Yorgos Kukumas, Yorgos Lukaidis, Hrisiana Erotokritu, Hrisi Pandelidis, Stavros Angelidis, Yorgos Yeorgiu, Menelaos Kiprianu, Yorgos Boyci, Hristos Yosifidis ve Kiriakos Çimillis yer alıyor. Önümüzdeki dönemde “Kıbrıs Sorunu Hukuk Grubu” da açıklanacak.

“Kıbrıs sorununu yönetmek tek kişinin işi değil”

Rum siyasi parti başkanları da Konsey toplantısı çıkışında basına açıklama yaptı. DİSİ (ve Rum Meclis) Başkanı Annita Dimitriu “Kıbrıs sorununun yönetimi tek kişinin işi değil.” diyerek Ulusal Konsey’in şu anda ve önümüzdeki dönemde koordinasyon içerisinde olması gerektiğine dikkat çekti. Gerek DİSİ olarak Avrupa Halk Partisi içerisinde, gerekse Meclis ve milletvekilleri olarak çeşitli kurumlar aracılığıyla, olması gereken stratejiyi güçlendirme ve Rum tezlerini koruyup savunmada oynayacak rolleri olduğunu söyledi.

“Kıbrıs sorununda enerji merkezli pozitif ajanda”

AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu, AKEL’in, Kıbrıs sorununda, müzakereleri yeniden başlatma dinamiği yaratmak için odak noktasını enerji konularının oluşturduğu bir olumlu ajanda oluşturulması önerisini Konsey toplantısı sırasında yeniden dile getirdiğini açıkladı. Bu inisiyatifi almamaları durumunda Türkiye’nin müzakerelere yeniden başlama konusunda hiçbir güdüsü olmayacağı görüşünü ortaya koydu. Stefanu partisinin “çok tehlikeli bir durum yaratıldığı” görüşünü de yineleyerek geçen zamanın, iki bölgeli iki toplumlu federal çözüm perspektiflerini olumsuz etkilediği görüşünü yineleyerek “çok tehlikeli bir durum yaratıldığına” dikkat çekti.

“AB kendi müzakere gücünü ortaya koymak zorunda”

DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos AB’nin, “Türkiye’yi yeniden müzakere masasına oturtmak için kendi müzakere gücünü ortaya koymak zorunda olduğunu” savundu. Avrupa Konseyi kararının “Türkiye-AB ilişkilerini Kıbrıs sorunundaki gelişmelere bağladığını” iddia etti ve kararın “AB’nin son dönemde aldığı en güçlü ve kullanışlı karar” olduğu görüşünü ortaya koydu. Bu kararı değerlendirmeleri gerektiğine vurgu yapan Papadopulos, “AB’nin Kıbrıs sorununun çözüm çabalarında aktif katılımının da kendileri açısından güçlü bir araç olduğuna” dikkat çekti.

“Türkiye kendi mesajlarını verebileceği jeopolitik silah ve olanaklara sahip”

“Türkiye’nin henüz yeterli baskı hissetmediğini ve ABD ve AB’nin çıkarları açısından çoğu zaman köşeye sıkışmış olsa bile kendi mesajlarını verebileceği jeopolitik silah ve olanaklara sahip olduğunu” söyleyen DİPA Başkanı Marios Karoyan bu nedenle bunun (müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlaması) kolay bir argüman olduğu yanılgısına kapılmadığını vurguladı. Karoyan, Konsey toplantısında Güven Yaratıcı Önlemler (GYÖ) hakkında da görüş belirttiklerini belirterek “çünkü sağdan ve soldan tek yanlı aldığımız GYÖ’lerin yeterli olmadığını işitiyoruz.” dedi.

“Türkiye’nin tavrı Kıbrıslı Türklere destek paketleri vermekle değişmez”

ELAM Başkanı Hristos Hristu “Türkiye’ye taviz verilecek zaman değil” görüşünü ortaya koydu ve “Türkiye’nin tavrı, Kıbrıs Türk toplumuna yeni destek paketleri vermekle değişmez.” ifadesini kullandı.

Ekologlar, Konsey toplantısı sırasında mülkiyet, Rumların KKTC’de kalan eski mallarının betonlaşması, Kıbrıslı Türk avukatın beratı gibi yargı bağımsızlığındaki “tuhaf” gelişmeler ile ilgili “olumsuz ve nahoş gelişmelerin” ele alındığını açıkladı.

Alithia haberi “Ulusal Konsey Nihayet Toplandı… DİSİ Başkanı: ‘Kıbrıs Sorununun Yönetilmesi Tek Kişilik iş Değil” başlığıyla aktardı.

Politis “Başkan’ın Holguin İle Yeni Görüşmesi 8 Mayıs’ta… Kıbrıs Grubu Atandı” attı, Haravgi ise “Guterres Önerisi Halen Masada… Annita Dimitriu: ‘Kıbrıs Sorununun Yönetilmesi Tek Kişilik İş Değil” ve “AKEL Kıbrıs Sorununda Enerji Odaklı Pozitif Ajanda Önerdi” başlıklarını attı.

Devamını Oku

Rum Başsavcı, Sayıştay Başkanını mahkemeye verdi

Rum Başsavcı, Sayıştay Başkanını mahkemeye verdi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Güney Kıbrıs’ta ilk kez iki bağımsız kurum arasındaki anlaşmazlığın mahkemede son bulduğu ve Rum Başsavcısının görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle Sayıştay Başkanının görevine son verilmesi için Anayasa Mahkemesi’nde dava dosyaladığı haber verildi.

Rumca gazetelerin tümü habere manşetlerinden geniş bir şekilde yer verirken, Alithia gazetesi “Ok Yaydan Çıktı” başlığıyla yayımladığı haberinde, Hukuk Dairesinin dün açıklamada bulunarak yetkili konsey tarafından Sayıştay Başkanı Odisseas Mihailidis’in görevini kötüye kullanıp kullanmadığına karar verilmesi için, kamu yararı gözetilerek mahkemede dava dosyaladığını açıkladığını yazdı.

Gazeteye göre açıklamasında, kendisine karşı olan intikam dolu bir hareketten söz eden, aynı zamanda tanıkların konuşacağını ve delillerin sunulacağını ifade eden Sayıştay Başkanı Odisseas Mihailidis, davanın sonuna kadar gidip, gerçeğin ortaya çıkacağına inandığını ifade etti.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in ise davaya seyirci kalacağını yazan gazete, Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letimbiotis’in dün yaptığı açıklamada Rum Yönetimi Başkanı Hristodulidis’in Başsavcı ile Sayıştay Başkanı arasındaki anlaşmazlığa müdahil olmasının söz konusu olmadığını ve mahkemenin kararını bekleyeceğini dile getirdi.

Haberinde uzun zamandır olması beklenen şeyin gerçekleştiğini ve en nihayetinde dün Başsavcı Yorgos Savvidis’in görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle Sayıştay Başkanı Odisseas Mihailidis’in görevine son verilmesi için Anayasa Mahkemesine beklenen başvuruyu yaptığını kaydeden gazete, Başsavcılığın Sayıştay’ın yetkilerini aştığı ve uygunsuz davrandığını düşündüğü durumları ortaya koymasının beklendiğini ve bunların yalnızca kısa süre önce gerçekleşen olaylarla değil geçmişte meydana gelen şeylerle de alakalı olacağını kaydetti.

Hukuk mücadelesinin merkezinde Sayıştay’la son yaşanan anlaşmazlığın bulunmasının beklendiğini yazan gazete, bunun Yolsuzlukla Mücadele Birimine yapılan ve Başsavcı Yardımcısı Savvas Angelidis tarafından cezai kovuşturmaların ertelenmesiyle ilgili suçlamalarla alakalı olduğunu belirtti.

Gazete Yolsuzlukla Mücadele Biriminin Angelidis aleyhinde herhangi bir yanlış şey tespit etmediğini anımsattı.

Yaptığı yazılı açıklamada bugünden itibaren tanıklar, deliller ve belgelerin konuşacağını ve son sözü adaletin söyleyeceğini dile getiren Satıştay Başkanı Mihailidis ise, aylardır kendisine misilleme yapıldığını ve bunun şu an son aşamaya geldiğini söyledi.

Mihailidis başlayan sürecin “temizliğe” yol açacağını ve bunun kimin görevini kötüye kullandığının ortaya çıkmasına fırsat vereceğini ekledi.

Fileleftheros gazetesi de “İddianame Bu- Başsavcı Odisseas Aleyhinde Mahkemeye Ne Sundu” başlıklarıyla manşetten yer verdiği haberinde, Başsavcının Sayıştay Başkanı aleyhinde mahkemeye 15 suçlamadan oluşan 124 sayfalık bir iddianame sunduğunu yazdı.

Gazete bu suçlamalarla birlikte Sayıştay başkanının tutumunun, halkın kurumlara olan güveninin erozyona uğramasına neden olduğunun aynı zamanda Sayıştay Başkanının tutumunun halkın devletin en üst düzey hukuk görevlisine yani Başsavcıya olan güvenini zayıflattığının kanıtlanmaya çalışıldığını ekledi.

Haravgi gazetesinde yer alan habere göre ise AKEL partisi açıklamasında, Başsavcının Sayıştay Başkanı aleyhinde dava açmasını kurumsal çatışmayı derinleştiren uç bir önlem olarak nitelendirirken, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis’in bu mesele karşısında susmasının ise önemli bir sorun olduğunu ifade etti.

Devamını Oku

Timsah Ateşi, Girne’de seyirciyle buluştu

Timsah Ateşi, Girne’de seyirciyle buluştu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Başrollerini Hazar Ergüçlü, Funda Eryiğit ve Hidayet Erdinç’in paylaştığı Timsah Ateşi adlı tiyatro oyunu, dün akşam ilk gösterimini gerçekleştirdi.

Girne Belediyesi ve Birinci Global’in işbirliğiyle; Kamacıoğlu Grup, Özmerhan Grup, Rocks Hotel, Uptown Hotel ve Girne American Üniversitesi’nin destekleriyle sahnelenen oyun, Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Spectrum Salonu’nda, saat 20:00’de perde açıyor.

Girne Belediyesi Sosyal İşler Şube Amirliği’nden verilen bilgiye göre bugün de sahnelenecek oyundan elde edilen gelirin bir kısmı Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği’ne, bir kısmı ise Girne Belediyesi Hayvan Barınağı ve Rehabilitasyon Merkezi’ne bağışlanacak.

Bugün sahnelenecek olan oyunun biletleri www.kibrisbiletcim.com adresinden online olarak alınabilecek.

OYUNUN KONUSU

Meghan Tyler’in kaleme aldığı, Mehmet Ergen’in yönettiği ve Zeynep Anacan’ın çevirdiği oyunun oyuncu kadrosu ise Hazar Ergüçlü, Funda Eryiğit, Okan Demirok ve Hidayet Erdinç gibi usta isimlerden oluşuyor. Timsah Ateşi, zıt kutuplarda yaşayan iki kız kardeşin babalarıyla olan çalkantılı hikayesini konu alıyor. İzleyicileri duygusal bir yolculuğa çıkaracak olan oyun, aile bağlarının derinliklerine iniyor.

Devamını Oku

Güler: ‘İki devlet ve tek yürek’ olduğumuz KKTC’nin yanında olmayı sürdüreceğiz

Güler: ‘İki devlet ve tek yürek’ olduğumuz KKTC’nin yanında olmayı sürdüreceğiz
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Türkiye Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, “Nasıl 50 yıl önce soydaşlarımızın yaşadığı zulüm ve acılara sessiz kalmadıysak, bugün de aynı anlayışla Kıbrıs Türkü’nün haklarını koruma azim ve kararlılığına sahibiz.” ifadesini kullandı.

Türkiye Milli Savunma Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ercüment Tatlıoğlu, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde 28’inci Mekanize Piyade Tümen Komutanlığını ziyaret ederek, inceleme ve denetlemelerde bulundu.

Burada görevli askerlerle akşam yemeğinde bir araya gelen Bakan Güler, kardeş KKTC’de ve Ada’nın güvenliğine yönelik önemli bir fonksiyon üstlenen 28’inci Mekanize Piyade Tümen Komutanlığında bulunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirtti.

Bölgede ve dünyada çok boyutlu gelişmelerin yaşandığı, artan risk ve tehditler nedeniyle güvenlik paradigmalarının sürekli değiştiği kritik bir süreçten geçildiğini vurgulayan Güler, şöyle devam etti:

“Bu süreçte jeopolitik ehemmiyeti yüksek bir coğrafyada bulunan ülkemizin de tüm bu tehdit ve tehlikelere karşı, daima güçlü ve uyanık bulunması bir zorunluluk haline geliyor. Dolayısıyla Milli Savunma Bakanlığı olarak bizler de ülkemizin bekası, asil milletimizin güvenlik ve huzuru için son bir asrın en yoğun ve en etkin faaliyetlerini gerçekleştiriyoruz. Bu kapsamda şanlı ordumuz, yurt içinde ve sınır ötesinde icra edilen operasyonlar ile terörle mücadelede büyük başarılar elde ediyor. Kahraman Mehmetçiklerimiz, son teröristi de etkisiz hale getirme kararlılığıyla mücadelesini büyük bir gayretle sürdürüyor.

Operasyonlarımızla eş zamanlı olarak hudutlarımızın emniyetini de en yoğun ve etkili tedbirlerle sağlarken, Mavi ve Gök Vatan’ımızda hak ve menfaatlerimizi de tereddütsüz ve tavizsiz koruyoruz. Milli meselemiz olan Kıbrıs’ta da Garanti ve İttifak antlaşmaları kapsamında bulunurken, güvenlik ve barışın korunmasına yönelik faaliyetlerimizi de siz kahraman silah arkadaşlarımın büyük fedakarlıklarıyla başarıyla yerine getiriyoruz.”

“Asil milletimizin tüm fertlerinin yüreği, buradaki soydaşlarımızın haklı mücadelesi için atmıştır”

Türkiye’nin Kıbrıs sorununun ortaya çıktığı ilk andan itibaren, konuya uluslararası hukuk temelinde hakkaniyet esasıyla yaklaştığını kaydeden Güler, diplomasiyi önceleyerek ve ilgili taraflarla görüşerek sürece çözüm bulmak için yoğun gayret sarf edildiğini dile getirdi.

Güler, tüm bu çabalara rağmen Kıbrıs’taki soydaşlara karşı artan baskı ve hatta katliama dönüşen eylemlerin, garantör devlet olarak Türkiye’nin barışın tesisi ile soydaşların korunmasına yönelik adım atmasını gerekli kıldığını vurguladı.

Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerinin, 1974’te büyük bir başarıyla icra ettiği Kıbrıs Barış Harekatı ile Ada’ya barış ve huzur getirdiğini hatırlatan Güler, “Şurası muhakkaktır ki, o süreçte asil milletimizin tüm fertlerinin yüreği, buradaki soydaşlarımızın haklı mücadelesi için atmıştır.” dedi.

Kıbrıs Barış Harekatı’na verilen güçlü desteğin, Türk milletinin sarsılmaz birlik ve dayanışma ruhuna yeni bir örnek teşkil ettiğini belirten Güler, bu sene 50’nci yıl dönümü idrak edilen harekat sayesinde soydaşların Ada’daki varlığının güvence altına alındığını ve KKTC’nin kuruluşuna giden yolun açıldığını kaydetti.

O tarihten itibaren Türk Silahlı Kuvvetlerinin Ada’daki varlığının, barış ile güvenliğin teminatı ve huzur ortamının devamı için en büyük güvence olduğuna değinen Güler, “Bugün burada görev yapan siz kahraman silah ve mesai arkadaşlarımın varlığı da barışın ve istikrarın korunması bakımından son derece kıymetlidir, hayatidir.” ifadesini kullandı.

Kıbrıs’ın sahip olduğu stratejik konumun, sadece Ada’nın değil bölgedeki genel güvenlik ve istikrarın devamı bakımından da kritik önem taşıdığına dikkati çeken Güler, şunları kaydetti:

“Dolayısıyla böylesine tarihi bir görevi Kıbrıs Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığının değerli personeli ile büyük bir özveri içerisinde icra ettiğiniz için her birinizi tebrik ediyor, sizleri gözlerinizden öpüyorum. Bu vesileyle ifade etmek isterim ki, nasıl 50 yıl önce soydaşlarımızın yaşadığı zulüm ve acılara sessiz kalmadıysak, bugün de aynı anlayışla Kıbrıs Türkü’nün haklarını koruma azim ve kararlılığına sahibiz.”

“KKTC’nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edeceğiz”

Şu anda, Ada’da tamamen uluslararası meşruiyeti haiz olarak bulunan Türkiye’nin varlığını sorgulayan zihniyete, Türkiye’nin garantör devlet olma vasfını ve bölgeyle tarihi bağlarını bir kez daha hatırlatmak istediğini aktaran Güler, “Ayrıca Kıbrıslı kardeşlerimizin kazanılmış hakları olan egemen eşitlikleri ve eşit uluslararası statülerinin teyidi, bizim için olmazsa olmazdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Muhatapları, miadı dolmuş, statükocu ve provokatif söylemleri bir kenara bırakmaya, bunun yerine tarihi ve mevcut gerçeklere uygun, makul, mantıklı şekilde çözüme yönelmeye davet ettiklerini belirten Güler, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hem Kıbrıslı Türkler hem de Rum komşularımızın müreffeh geleceği ve Ada’da kalıcı huzur ve barış iklimi için, en doğru yolun bu şekilde olacağı muhakkaktır. Sonuç olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da garantör devlet olarak güvenlik, barış ve istikrar için Ada’da bulunmaya ve kardeş KKTC’nin meşru çıkarlarını her koşulda desteklemeye devam edeceğiz.”

“Faaliyetlerimizi çok yönlü yürütüyoruz”

Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın stratejik öngörüsü ile son yıllarda savunma ve güvenlik alanında önemli adımlar attığını vurgulayan Güler, Erdoğan’ın diğer ülkelerle kurduğu çok boyutlu ilişkilerle bölgesinde ve dünyada etkin bir konuma ulaştığını ifade etti.

Bakan Güler, Türkiye’nin çatışma ve ihtilafların çevrelediği bölgenin tam kalbinde yer aldığına dikkati çekti.

Gerginliklerin yayılmasını engellemeye, krizlerin ve sorunların çözümüne yönelik çok kapsamlı girişimlerde bulunulduğunu aktaran Güler, şunları kaydetti:

“Bu kapsamda, güney coğrafyamızdaki çatışmaların sonlandırılması ve krizlerin çözümünden Kafkaslar’da kalıcı barışın sağlanmasına, Karadeniz’deki güvenlik ortamının sürdürülmesinden Balkanlar’daki huzur ortamının korunmasına, Kuzey Afrika ve Akdeniz’de güvenliğe sağladığımız katkılardan Somali ve çevresinde istikrarın tesisine yönelik üstlendiğimiz inisiyatiflere kadar faaliyetlerimizi çok yönlü yürütüyoruz. Tüm bu girişimler, Türkiye’nin küresel bir aktör haline dönüştüğünü, uluslararası güvenlik mimarisinin ve müzakere masalarının mimarı ve vazgeçilmez bir üyesi haline geldiğini en açık şekilde ortaya koymaktadır.”

 “KKTC’nin yanında olmayı sürdüreceğiz”

Güler, başta terörle mücadele olmak üzere elde edilen tüm başarıların devam etmesi ve ülkenin uluslararası alandaki güçlü konumunu sürdürebilmesinin en önemli şartlarından birinin de yerli ve milli savunma sanayisi olduğunu vurguladı.

Yerli, milli ve modern savunma sanayisinin son yıllarda ulaştığı üstün seviye ile her platformda ihtiyaçları karşıladığını belirten Güler, ürünlerin pek çok ülkeye ihraç edilerek ekonomiye de güç verdiğini dile getirdi.

Bakanlık olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde ve Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda çalışmayı sürdüreceklerini bildiren Güler, şu ifadeleri kullandı:

“Ülkemizin ve asil milletimizin güvenlik ve huzuru için var gücümüzle çalışmaya, daha büyük ve daha güçlü bir Türkiye için gayret göstermeye devam edeceğiz. Aynı şekilde ‘İki devlet ve tek yürek’ olduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yanında olmayı sürdüreceğiz.

Bu vesileyle, Mete Han’dan Sultan Alparslan’a, Fatih Sultan Mehmet’ten Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve bugüne kadarki tüm devlet büyüklerimizi ve komutanlarımızı saygıyla anıyorum. Ayrıca Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesinin lideri Dr. Fazıl Küçük’ü, kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı, aziz şehitlerimizi, Kıbrıslı mücahitleri ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Sizleri bir kez daha sevgi ve saygıyla selamlıyor, görevlerinizde üstün başarılar diliyorum.”

Devamını Oku