CTP Genel Başkanı Erhürman: Başsavcılık isterse oyumuz “evet”

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu toplandı…

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Meclis Genel Kurulu’nda ilk sözü alarak Yükseköğretimde son dönemlerde yaşanan sıkıntılar ve milletvekillerinin yargılanması ve dokunulmazlıklar hakkında Meclis Kürsüsü’nden konuşuyor…

Erhürman’ın konuşmasından başlıklar:

Meclis’in itibari ile ilgili sıkıkntı yaşanadığı malumdur. Bu konu temize çekilmeli. Kamuoyu nezdinde de kavramların netleşmesi konusunda sıkıntı yaratılıyor..Anayasa’nın 84. maddesi olan “Yasama Dokunulmazlığı” yazılandan farklı algılanıyor.

Cumhuriyet Meclisi milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığından sorumlu tutulamaz.

2.fıkrada seçimden sonra suç işlediği ileri sürülen Milletvekil Meclis kararı olmadan suçüstü hal veya işlenen suçun cezası 5 yılı geçmez isi yargılanamaz.

3. Fıkra seçimden önce veya sonra mahkeme kararı ile verilmişse ceza dönem sonuna bırakılır.

POLİS BİZİ HER ZAMAN SORUŞTURABİLİR
Polis milletvekilini ifadeye çağırabililir. Yasama dokunulmazlığı buna engel değildir. Polis bir soruşturma hakkında her zaman bizi soruşturabilir, çağırabilir biz de gitmek durumundayız.

Savcılık dava veya tutuklama kararı çıkarırsa İç Tüzük 128. madde (Yasama Dokunulmazlığı) Başsavcılık konuyu Meclis Başkanı’na iletir.
Meclis Başkanı evrakları oluşturur ve özel komiteye dokunulmazlık konusunu iletir, Meclis Genel Kurulu’na konu gelir ve onaya sunulur.

CTP olarak 2014’te öncülüğünü yaptğmız oy birliğinde geçen fakat yüzde 60’la referandumda reddedilen Yasama Dokunulmazlığı’nı azaltmıştık.

OYUMUZ “EVET” OLACAKTIR

Eğer savcılık dokunumazlığın kaldırılmasını isiyorsa, biz CTP milletvekili olsun başka partiden vekil olsun, bizim doknulmazlığın kaldırılması konusunda oyumuz “evet” olacaktır.

Milletvekilinin de aklanmaya hakkı vardır. Soruşturmaya gidecek, siyasi bir mesele değilse yargılanmalı buna göre ya aklansın ya da cezasını çeksin. Keşke 2014’te Anayasa değişikliği geçseydi de bu tartşmalar şimdi olmasaydı.

Bu durum Meclis’in itibarına zarar veriyor. Böyle bir yükü üzerimizde taşımak zorunda değiliz, benim talebim kaldırın ki yargılanalım.
Başbakan Üstel ile de görüştük gerekli konularda hem fikir olduk.

“ÖN İZİNLER PTAL EDİLMELİ”
36 tane üniversite olarak verilmiş ön izin var. Bu üniversitelerden faaliyet 23, 1’i de ıptal edilmiş. Bu ülkede 36 üniversite olması yanlıştır. Çünkü bu ülke ne insan sayısı olarak ne de denetlenebilmesi yönünden 36 üniversiteyi kaldırmaz.

Ön izinler para ile satıldı, bu memlekette yükseköğretimi bozuk para gibi harcamaya hakkımız yoktur.
2. adım 23 aktif üniversitenin nitelikli doğru dürüst eğitim verme noktasına çekmemiz gerekiyor. Yoksa bir kaç üniversite yüzünden diğer eğitim kurumları da zarar görür.

YÜKSEÖĞRETİM ÜYELERİ BİRLİĞİ KURULMALI
Yükseköğretim Üyeleri Birliği oluşması lazım. Yeni bir bölüm açılacaksa bu birilerinin ağzında olmamalı bu iş.
Önce birlik araştırmaları uzmanları bu işi araştırıp o şekilde YÖDAK ve Milli Eğitim Bakanlığına gönderilmeli. Diğer birlikler gibi yetki ve yetkilileri her şeyi araştırıp ona göre karar verilmeli.

23 ÜİVERSİTENİN BİR KAÇ TANESİNİN İSMİNİ İLK DEFA DUYDUM

CTP milletvekili Sami Özuslu, MEB’ten aldığı listeyi gösterdi ve bu faaliyete olan 23 üniversitenin bir kısmının ismini daha önce hiç duymadım.

Merkezi bir veri tabanının oluşturulup ilgili tüm bakanlıklarının ulaşabileceği bir veri tabanı devreye girmeli.
Geçersiz diplomalar iptal edilecek, ama önce temizlik gerekir. Yatay geçiş tüzüğü yatay geçiş sıkı denetime bağlı olmalı, not ortalaması ve gerekçe gerekir. Tüzükle acilen düzenlenmesi gerekir.