DOLAR

32,9949$% -0.11

EURO

35,8195% -0.26

STERLİN

42,5549£% -0.22

GRAM ALTIN

2.528,01%0,83

ÇEYREK ALTIN

4.147,00%0,21

BİTCOİN

฿%

a

Ertuğruloğlu: Masaya iki devlet olarak oturalım

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında basında “Rum yönetimine “iki devlete değil egemen eşitliğe rıza göster baskısı” başlığında çıkan haberler hakkında açıklamalar yaptı.

Ertuğruloğlu’nun konşmasından öne çıkan başlıklar şunlar:

“Ben savunduğumuz politikayla ilgili farklı algıların oluşmakta olduğunu gördüğüm için konuşmak istedim.

Bu yanlış algının yanlış yorumlarının tam da üstüne “Rum yönetimiyle iki devlete değil egemen eşitliğe rıza göster baskısı”
Şimdi ben bu manşeti son derece yanlış ve tehlikeli olduğumu arkadaşlarımla zaten paylaşmıştım. Şimdi Sayın Holguin’le biz de görüştük.

Holguin ve ekibi UBP’yle, bir görüşme talepleri vardı. O görüşmeye de gittim, kendilerini bilgilendiren UBP heyetinin içerisinde ben de olduğum için o gün partiye gittim.

Orada baktım ki Sayın Başbakan da orada. Ve olayı şu şekilde bizzat Holguin’le yaptığımız görüşmede de kendisine çok net ifade etti.

“BU ZİYARETLER TANINDIĞIMIZ ANLAMINA GELMİYOR”

“Sen dedim şu anda ülkenin Başbakanı ve Dışişleri Bakanıyla görüşmektesin. Ve benimle bakanlıkta randevum vardı. Ne Başbakanlığa gittin Başbakanla görüşmek için, ne Dış İşlerine geldin benimle görüşmek için.

Sanki bu bizi tanıdığınız anlamında yorumlanacakmış gibi bir endişe oluştu.

Bu ziyaretlerin hiçbir şekilde tanıma anlamına gelmediğini bilecek kadar da tecrübeliyiz diplomasilerde. Tanınmaların ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Çeşitli büyük elçiliklerin çeşitli elemanları Bakanlığa gelmektedir.

“Dolayısıyla siz bu görev üstlendiğiniz görevi yerine getirirken ortak zemin var mı yok mu?” bunun görüşülmesi gerekiyor.

Makamlara gitmemekle yanlış bir varsayımla göreve geldiğinizi bize ispatlamış oldu.

Şimdi “Egemen Eşitlik, Eşit Uluslararası Statü” konusunda “eşit uluslararası statü sağlanmadan” bir anlam ifade etmediğini vurgulamak isterim. Ben çok net bir şekilde Kıbrıs sorununun ne olduğunu ifade ettim.

“KIBRIS SORUNU RUM TARAFININ KIBRIS CUMHURİYETİ OLARAK TANINMASI”
Kıbrıs Sorunu’nun Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti diye tanınıyor olmasıdır diye çok net özetledim. Bu hala devam ediyor.

Şimdi sözü ödülen altmış yıllık müzakere sözü, toplum liderlerinin görüşmeleri, ben ve parlamenterlerin bunların niye başarıya ulaşmadığı unutularak sanki sağlam bir zeminde müzakere yürütülüyordu bunca yıldır… Ve bu sağlam müzakere türünden bir yaklaşıma asla izin vermeyeceğimizi çok defalar da vurguladık.

FEDERAL ORTAKLIK, ARTIK BİZİM İÇİN SÖZ KONUSU DEĞİLDİR

Bize göre keşke bütün Meclis bu görüşü paylaşabilse bize göre artık federal ortaklık diye bir seçenek söz konusu değildir. Bitmiştir, o defter kapanmıştır.

Çünkü olması gereken müzakere sürecine 60 sene fırsat verdik. O 60 senelik müzakere sürecinin niye başarıya ulaşmadığı da çok net ortadadır. Bunları Holguin’e anlattık.
Yani iki toplum lideri görüşür güya ama Rum toplum lideri “Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” diye tanındığı için, bunun rahatlığında görüşür.

Dolayısıyla bu olaya nasıl bakacaksanız bakın. İşin özü şu. Rum tarafından “devlet biziz, onlar bir toplum” muamelesi gördüğümüz sürece bu işin hiçbir olasılığı söz konusu değildir.

Bize göre BM’nin yaptığı hata yüz 86 sayılı karara itifn Rumların “Kıbrıs Cumhuriyeti biziz” demesine fırsat vermesinden kaynaklanan temel hata, biz buna karşı duruyoruz. bu olamaz…

GÜNEY KIBRIS AB ÜYESİ OLMAMALIYDI
AB üyeliği de aynı şekilde, asla Rumların AB’ye üye yapılmaması gerekirdi.
Helsinki Zirvesi’nin kararına tabii ki çok ilgili. Ciddi bir hata var orada.

Finlandiya Başbakanı’nın Başbakan Bülent Ecevit’e yazdığı mektupla önce reddedilen o Helsinki zirve kararı. sonra onay vererek Rumların AB üyeliğinin önü zaten açılmıştı.

Hani hep dedik ya, “hem Türkiye hem Yunanistan’ın ikisinin birden üye olmadığı bir siyasi ve ekonomik birliğe Kıbrıs Cumhuriyeti giremez” doğru. öyleydi.

“İKİ DEVLET OLARAK MASAYA OTURALIM”
Dolayısıyla Holguin’e çok net bir şekilde temel hedefimizin olduğunu söyledik.

Yani müzakerelerin başlayabilmesi için “şimdi KKTC’yi tanıyın sonra görüşelim” değildir mesajımız, mesajımız “Kıbrıs Türk halkının egemen eşit bir devlet sahibi olduğunu kabul edin, şimdilik tanımayın, iki devlet olarak masaya oturalımdır.”

Iki devlet olarak masaya oturalım. Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü birbirini tamamlayan ifadedelerdir.

Sadece biri yeterli değil. bu politikadan geri adım da söz konusu değildir.

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Erhürman: Eşit egemenlik mi? Egemen eşitlik mi? Karar verin!

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0